Yaklaşık 60 yıl öncesine dayanır bu kentin tarihi. Peki Nevşehir Kapadokya bölgesini diğer yerlerden ayıran özelliği nedir. Neden bu çevrenin doğası farklıdır?
Kapadokya: Tabiat ve tarihin birleştiği yer
Bölgenin Erciyes, Hasan Dağı ve Güllüdağ’ın ortasında bulunarak, dağların patlaması sonucunda lav akıntılarının ve ve lav küllerinin etkilerine maruz kalmak suretiyle gerek doğası, gerekse de taş-toprak yapısı bu bölgeyi diğer yerlerden ayırır. Çevrenin milyonlarca sene yağmur ve rüzgar tarafından aşındırılmasıyla ortaya çıkan doğal güzelliklere sahiptir.
Kapadokya, tabiat ve tarihin birleştiği bir yerdir. Coğrafi hadiseler Peribacaları’nı değiştirirken, zamanla, bu bölgede doğmuş yada bu bölgede yaşamış insanlar tarafından peribacalarının içlerine evler, kiliseler ve manastırlar oymuş bunları çeşitli nesnelerle süsleyerek yıllarca senelik medeniyetlerin izlerini şu zamana kadar taşımıştır. İnsan doğayı birebir gördüğünde daha çok anlıyor tarihin kalıntılarını. Fotoğraflardan da anlaşılacağı üzere doğa ve tarihin ihtişamını görebiliriz. Düşünsenize bir medeniyet yaşamış buralarda. Birçoğumuzun gidip gördüğü yerdir burası. Aslında bir kenara çekilip doğayı sakince izleyince insan tarihi gözünde canlandırabiliyor. Hatta biraz da hayal kurmayı seven biriyse o yıllara dönüp kendisini o insanların arasına koyabilir. Bu haliyle insan bir kez daha tarihe meraklanıyor. Gerçekten de şuan ki teknoloji ve globalleşen dünyayı gören insan, daha önce buralarda nasıl yaşanıldığını, geçim kaynağı, kültür ve yaşayış tarzını merak ediyor.
İnsan yaşayışının Paleolitik devreye kadar uzandığı Kapadokya’nın yazılı tarihi Hititlerle başlar. Tarih süresince ticaret kolonilerini barındıran ve milletler arasında ticari ve sosyal bir köprü kuran Kapadokya, İpek Yolu’nun da mühim kavşaklarından biridir.
KAPADOKYANIN JEOLOJİK OLUŞUMU
Araştırmalara göre yaklaşık 60 milyon sene evvelce 3. Jeolojik devirde Toroslar yükselmeye başladı. Kuzeydeki Anadolu Platosu’nun sıkışmasıyla yanardağlar etkinliğe geçti. Bu bölgedeki Erciyes, Hasandağı ve ikisinin arasında kalan Göllüdağ, bölgeye lavlar püskürttü. Bölgede biriken küller yumuşak bir tüf tabakası oluşturdu. Tüf tabakasının üzeri yer yer sert bazalttan meydana gelen ince bir lav tabakasıyla örtüldü. Bazalt çatlayarak parçalandı ve birbirinden ayrıldı. Yağmur suları çatlaklardan sızarak tüfü aşındırdı. Zamanla ısınan ve soğuyan havaya ve rüzgara maruz kalarak sert bazalt kayasından şapkaları tespit edilen koniler oluştu. Bu farklı ve enteresan biçimli kayalara Peri Bacası denmeye başladı.
DERİNKUYU YER ALTI ŞEHRİ
Giriş ücretlidir. Müze kartınız varsa şanlısınız ücretsiz giriş yaparsınız. Eğer bu bölgeye gidecekseniz kesinlikle tatile çıkmadan evvel müze kartınızı çıkarttırın. Yeraltı kentinin ortamı çok güzel, isminden de da anlaşıldığı gibi derin bir yer, aşağıya doğru iniliyor.
Her katta evi andıran erzak deposu, oda ve mutfak gibi bölümler bulunuyor. O kadar yer nasıl yapıldı. İnsan düşündükçe bu şaşırıyor. Esrarengiz bir yer. Biraz da yerin altında bulunduğu için serin bir yer. Görmeye kesinlikle değer.
AŞK VADİSİ
Kapadokya’nın saklı yerlerinden birisidir. Büyük bir vadidir. Yürüyüş esnasında farklı peri bacalarını görebilirsiniz. Ayrıca yürümek zahmetlidir ama vadiyi gören panoramik mekanlar yorgunluğunuzu üzerinizden atmanıza ve gezinin tadına varacaksınız.
Bunların haricinde Kapadokya bölgesinde gezip görebileceğiniz bölgeler; Selime Manastırı, Uçhisar Kalesi, Soğanlı Vadisi, Göreme Açık Hava Müzesi ve Milli Parkı, Güvercinlik Vadisi, Güllüdere Vadisi ve Kızıl Kilise gibi yerleri ziyaret edebilirsiniz. Şunu da söyleyelim bu bölge bir günde bitirebileceğiniz bir yer değildir. 🙂 O yüzden tatil süresini iyi ayarlamanızı öneriyoruz…
