Gürül gürül akan şelaleleri, berrak suları ile sıra dışı bir güzellik olan şelaleler ve göller diyarı Kazdağları’nda bir göl Hasanboğuldu. Edremit körfezindeki ilçelerden birine yolunuz düşerse mutlaka görmeniz gereken yerler arasında bulunuyor.
Hasanboğuldu’da küçük bir yerel pazar bizi karşılıyor. Zeytin, baharat gibi yerel ürünlerden satın alabilirsiniz. Pazarı geçince mesire alanları görüyorsunuz. Şelale gürültüsü, kuş sesleri ve çam kokuları eşliğindeki yol sizi Hasanboğuldu göletine götürüyor.
Kazdağları’nın “Hasanboğuldu” hikayesi en önemli aşk efsanelerinden biridir. Hasan ve Emine’nin aşkı dramlarla dolu olarak hazin bir şekilde sona ermiştir.
Kaz Dağları’nın zirvesinde Beyoba Köyünün güzel Yörük kızlarından biridir Emine. Her hafta Çarşamba günleri kurulan pazarda yetiştirdiği peynir, süt, yoğurt, tereyağı, bal gibi ürünleri dağdan inerek pazarda satıp ailesinin geçimini sağlar. Ova köyü’nün yakışıklı Hasan’ı aynı şekilde pazarda meyve ve sebze satmaktadır. Emine ve Hasan bu pazarda tanışıp birbirlerine aşık olurlar.
Her Çarşamba günleri buluşmaya başlarlar. Evlenmeye karar verirler. Emine’nin ailesi bu evlilik kararından Hasan’ın ovada yetişmesi nedeniyle Yörük hayatını ağır bulacağını düşünerek olumlu bakmaz. Fakat iki genç evlenmeye kararlıdır. Emine’nin ailesi Hasan’ın gücünü sınamak için kırk okkalık tuz çuvalını beş saat mesafedeki Kazdağları’nın zirvesine yakın olan obaya sırtında çıkarabilirse Emine ile evlenmesine izin vereceklerdir.
Ağustos ayıdır ve çok sıcak bir günüdür. Kırk okka tuz çuvalını sırtlayıp Emine ile yola düşen Hasan birkaç saat sonra yavaşlamaya ve yorulmaya başlar. Ova genci olan Hasan bu yüke dayanamaz. Sutüven şelalesine gelince Hasan devam edemeyeceğini Emine’ye onu çok sevdiğini birlikte kaçmayı teklif eder. Fakat Emine törelerine bağlı bir kızdır. Tuz çuvalını kendi sırtına alır yola devam eder. Hasan Emine’ye çok yorgun olduğunu peşinden gelemeyeceğini ve yolu bilmediğini söyler.
Emine sırtında tuz çuvalı yola devam eder. Köye vardığında sevdiği adamı arkasında göremeyen Emine geri döner ve Hasan’a hediye ettiği yazmanın gölette yüzdüğünü görünce boğulduğunu düşünür. Kendini bu yazmayla bir çınar ağacına asar.
Zamanla dalları Hasan’ın boğulduğu gölete uzanan çınar, Emine çınarı, gölet ise Hasan boğuldu göleti olarak anılarak günümüze kadar gelmiştir.
Çocukluğunun bir dönemini Edremit’te geçirmiş olan edebiyatımızın önde gelen isimlerinden Sabahattin Ali, bu ilçeyi yazılarına, şiirlerine konu etmiştir.
Sabahattin Ali’nin “Hasanboğuldu” efsanesi şiiri şöyle;
Uzaklardan sesin aldım
Çevreni derde buldum
Nereye gittiğin bildim
Hasanım arkandan geldim.
Sarı Kahküllü, dal boylum;
Saz benizli, ayva tüylüm;
Tatlı sözlüm, melek huylum;
Hasanım arkandan geldim.
Köyden, obadan kovulan,
Duru sularda boğulan,
Toz köpük olup dağılan
Hasanım arkandan geldim.
Sarp dağlara getirdiğim,
Kavuşmadan yitirdiğim,
Ak kefensiz yatırdığım
Hasanım arkandan geldim.
Emine’yi yaslı eden,
Kerem olup Aslı eden,
Dağı taşı sesli eden
Hasanım arkandan geldim.