Osmanlı Devleti’nin Doğu Anadolu Bölgesindeki en önemli eserlerinden biri olan ve sarp kayalıklar arasındaki bir tepede yer alan İshak Paşa Sarayı, kartal yuvası görünümü ve 116 odası ile Anadolu’nun nadide eserleri arasındadır.
Ağrı’nın Doğubeyazıt İlçe merkezine 7 kilometre uzaktaki bin 900 rakımlı tepeye kurulu ve yaz-kış yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olan bu tarihi saray, UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’nde de yer alıyor.
İçerisinde harem, hamam, zindan ve cami de bulunan İshak Paşa Sarayı’nda kullanılan kalorifer sistemi ise Anadolu’daki ilk örneklerden… Saray, kabartma ve süslemeleriyle Selçuklu sanatının özelliklerini taşıyor.
YAPIMI 99 YIL SÜRDÜ…
Sarayın planında Türk saraylar geleneği hakimdir. Sarayın duvarları, Türk Hat Sanatı’nın sülüs yazı örneklerinden ayet ve beyitlerle süslenmiştir. İslam- î bir süsleme özelliği göstermekle birlikte barok bir dekorla iri bitki motifleri ve hayvan figürleri günümüze kadar dayanırken, süsleme, döşeme, dolap, şerbetlik ve tabanlarından ahşap olan hiçbir parçanın kalmadığı görülmektedir. Sarayın duvarları ve tabanı taştandır.
Sarayın görünümünde özellikle sadelik hakimdir. Bütün binada üç, dört çeşidi geçmeyen taş kullanılmıştır. Kullanılan taşlarsa tamamen yöreye özgüdür. Su basman kısımlarında kullanılan taş kırmızımtrak kalkerdir. Selamlık ve Harem kısmı su basmanları üst kornişi ve avlunun diğer su basmanları ve kapı basamaklarında siyah bazalt taşı da görülür. Minarede kullanılan kırmızı taştan başka yapının iç ve dış duvarları ile oda ve taban döşemeleri bir nevi küfekiye benzer krem renk taşla örülmüştür. Duvarların örülüşünde bol miktarda kireç harcı kullanılmıştır. Sarayda ince işçilik hakimdir. Süslemeler hem sade hem de eşsizdir. Göz nuru, el emeği yanında sanki ilahi bir gücün verdiği ilhamla, ince ince işlenmiştir.
İLK KALORİFER SİSTEMİ
Saray bölümü iki kattan oluşmaktadır. 366 oda da bu iki kat içinde yer almaktadır Saraya ilk önce büyük bir kapıdan birinci avluya girilir. Solda uşak odaları ve ahırlar vardır. Bu avludan ikinci bir avluya geçilir. Burada oturanlar için daireler bulunmaktadır. İlginç olansa o dönemde kalorifer sisteminin bir şekilde kurulmuş olması. Her oda da taştan yapılmış ocaklar vardır.
Taş duvarlardaki boşluklar ise bütün yapının merkezi bir ısıtma sistemine sahip bulunduğunu göstermektedir. Avlunun sağında bir Divan sofası bulunmaktadır. Divan Sofası’nın avluya bakan pencereleri kare şeklinde olup üst kısımları sivri kemerlidir. Paşa, aşiret reislerini bu sofada kabul eder, toplantılarını yapar. Sofa otuz metre uzunluğunda, yirmi metre genişliğindedir. İç taraftaki pencereler avluya, öbür taraftakiler ise ovaya bakar. Büyük sofada başka odalara açılan kapılar vardır. Sofanın asıl kapısı yanında, tabandan aşağı yukarı bir metre yükseklikte dar ve karanlık küçük bir loca yer alır. Aşiret reisleri ve bölgenin ileri gelenleri burada oturup davaları, tartışmaları dinlerler. Sofaya bitişik odalar yüksek memurlara ayrılmıştır. Bunların pencereleri baş döndürücü bir yükseklikten Ağrı Dağı’na hakimdir.
ZİNDANDA AĞIR SUÇLULAR DAHA KARANLIKTA…
Sarayın kuzeybatı köşesinde 21 merdiven ile inilen zindanlar yer alıyor. Yaşar Kemal’in Ağrı Dağı Efsanesi kitabında geçen zindanlar bunlar. Zindanlar girişten sona doğru daha az ceza alanlardan yüksek ceza alanlar şeklinde sıralanıyor. Saraydaki zindanda suçu ağır olanlar daha karanlık, az olanlar ise daha aydınlık bölümlerde tutulurmuş. Sondaki zindanın ise orijinal yapıda giriş kapısı yokmuş, şu an teşhir için kapı yapılmış. Mahkumlar zindana tepedeki bir pencereden iple sarkıtılıyormuş. O hücrede ölen mahkumların cesetleri orada kalıyor, yeni mahkum kendinden öncekilerin cesetleri arasında kalıyormuş.
İshakpaşa Sarayı’nı ziyaret etmek isteyenler için giriş; öğrenciler, 65 yaş üstü kişiler ve öğretmenler için ücretsiz. Müze kartı olanlar ücret ödemeden giriş yapabilyor. Kültür Bakanlığı’na bağlı olarak yönetilen saray 13 Nisan – 5 Ekim döneminde saat 08:00 – 19:00, 6 Ekim – 14 Nisan döneminde 07:30 – 15:45 saatleri arasında ziyaretçi kabul ediyor.