Antalya ilimiz, ülkemizin beşinci büyük şehridir. Güncel nüfusu 2 milyon 288 bin 456’dır. Özellikle; Rus, İngiliz ve Alman turistlerin gözdesidir Antalya. Türkiye’deki en çok turist ziyaretçi ağırlayan ildir.
Antalya o eşssiz ilçeleri, antik kentleri, gece klüpleri ve plajları ile ülkemizin sultanıdır. Dikkat çeken bir diğer özellik ise belediyeciliğin en üst seviyelerde olmasıdır. Neredeyse tüm ilçe belediyeleri gerçekten çiçek gibi bir şehir inşaa etmiş ve buna sahip çıkmış. Eğer Antalya’ya yerleşmek gibi bir düşünceniz var ve tereddütte iseniz bu cümlemi okumayı bitirip bilgisayarınızı kapatıp yola çıkın.
Kış aylarında dahi turizmi hareketli olan Antalya, yazın yaklaşık 1 milyon yerli ve yabancı turiste ev sahipliği yapmaktadır. Kışın özellikle spor turizmi ile yabancı ülke sporcuları ılık bir iklime sahip olan Antalya’da kış kampları düzenlemektedir.
İlçeleri
Akseki, Aksu, Alanya, Demre,Döşemealtı, Elmalı, Finike, Gazipaşa, Gündoğmuş, İbradı, Kaş, Kemer, Kepez, Konyaaltı, Korkuteli, Kumluca, Manavgat, Muratpaşa, Serik.
Şehrin kapsadığı bölge tarih öncesinden günümüze dek pek çok medeniyeti barındırmıştır ve Türkiye’de en çok antik kent bulunan ildir. Sırasıyla Likyalılar, Lidyalılar, Pamfilyalılar, Bergamalılar, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular, Osmanlılar ve son olarak da Türkiye Cumhuriyeti hakimiyetinde bulunan Antalya bu medeniyetlerin hiçbirine başkentlik yapmamıştır.
İlk Çağ öncesi
Anadolu‘da insana ait bilinen en eski yerleşim alanlarından bir tanesi Antalya kent merkezinden yaklaşık 30 km kuzeybatıda Korkuteli yolu üzerinde Toroslar’ın Akdeniz’e bakan yamaçlarında bulunan Karain Mağarası‘dır. Tarihlendirilmesi günümüzden yaklaşık 500 bin yıl kadar geriye, başka bir deyişle Eski Taş Çağı’nın ilk dönemlerine rast gelmektedir.[10] Bu dönem, günümüzden 2 milyon ila 140 bin yılları arasında kalan evresini içerir. Karain’de mağara adamlarına (homo sapiens neandertalensis) ilişkin kemik kalıntıları da ele geçmiştir. Bunlar, tüm Anadolu’da ele geçen en erken fosil kalıntılarıdır.
Bölgenin en eski tarih öncesi dönem buluntularını içeren Karain Mağarası, Eski Taş Devri ve Cilalı Taş Devrinden, Beldibi Mağarası da Orta Taş Çağından veriler sunarken; Bademağacı Höyüğü’nde yapılan kazılarda Cilalı Taş Çağı yerleşimlerine, buluntularına ve insanın yerleşik hayata geçişinin ilk izlerine rastlanır. Bunlara Karataş, Semahöyük’te yapılan kazılarla elde edilen Erken Tunç Çağı bulguları da eklenince, bölgede Eski Taş Çağından zamanımıza kadar kesintisiz bir uygarlık vardır.
1 Yorum
Kadin plaji falan bilmem ama oraya gidip donmek istemeyeceksiniz.